moda çekimi

Moda Endüstrisi İkilemi: Hızlı Moda (Fast Fashion) ve Sürdürülebilir Moda

Hızlı moda (fast fashion) en basit tanımıyla H&M ve Zara gibi markaların uyguladığı modaya uygun ve uygun fiyatlı ürün stratejisidir.

Bir yandan milyonlarca tüketici tarafından tercih edilirken diğer yandan sürdürülebilir modaya dikkat çeken pek çok kişi tarafından da eleştiriliyor. Özellikle son yıllarda moda endüstrisinin var olan kalıplarını değiştirmek isteyen birçok tüketici ve üretici, sürdürülebilir ve ekolojik modayı teşvik eden moda hareketini savunuyorlar. Bu anlamda hızlı moda endüstrisinin sadece çevresel etkilerine değil, aynı zamanda üretimdeki çalışma koşullarının sebep olduğu sosyal adaletsizliğe de dikkkat çekiliyor.

Yapılan araştırmalar, tekstil endüstrisinde kullanılan kimyasalların ve özellikle boyaların yol açtığı çevre ve sağlık sorunlarının göz ardı edilemeyecek boyutta olduğunu gösteriyor: Kullanılan toksik kimyasallar ve arıtılmamış atık suları doğrudan su kirliliğine neden olur. Ayrıca kimyasallar soluduğumuz havaya buharlaşır ya da cildimiz tarafından emilir, bu durumda da alejik reaksiyonlar gelişir. Artan kimyasal kirlilik ise hücrelerin normal işleyişinde bozulmalara yol açar. Bu yüzden arıtılmamış tekstil atıkları ekosistemde yarattığı tahribatla birlikte uzun dönemde sağlık sorunlarına neden olabilir. 1

Hızlı modayla ilgili en önemli problemlerden bir diğeri de endüstrideki çalışma koşulları. Hızlı moda, değişen moda akımları ile müşteri taleplerine yanıt verme ve pazara çok kısa aralıklarla yeni ürünler sunmaya odaklı bir iş modeline dayandığından tedarikçi firmalarda çalışan işçiler üzerinde yoğun baskılar oluşmaktadır. Teslim sürelerinin kısa olması; esnek çalışma, fazla mesai ve yüksek iş yoğunluğu anlamına gelir. 2 Bu alanda çalışmalar yapan yazar ve aktivist Dr. Gisela Burckhardt, çalışanların çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu, özellikle Hindistan ve Bangladeş’te çok kötü koşullarda, çok düşük ücretlerle çalıştıklarını belirtiyor.

Hızlı modanın etkileri maalesef sadece üretim aşamasıyla sınırlı kalmıyor. Tüketiciler devamlı olarak değişen moda ve sunulan yeni ürünlerle satın almaya teşvik ediliyor. Böylece yerleşen “al-at” mantığı her yıl tonlarca giysi atığı oluşturuyor. 3

Ancak son yıllarda H&M gibi hızlı moda markaları, sürdürülebilir modaya geçiş stratejileri geliştiriyor. Örneğin, H&M kapalı döngü (closed loop) denilen moda anlayışını benimsiyor. Tüketiciler, eski kıyafetlerini iade ediyorlar ve giyilebilir olanlar ikinci el olarak satılıyor, diğerlerinin de geri dönüştürülerek yeniden kullanılması hedefleniyor. Bu arada, eski kıyafetlerini iade edenlere indirim kuponu verilmesi aslında bir anlamda fazla tüketime teşvik olarak yorumlanabilir.

Yine de hızlı moda markalarının sürdürülebilir moda taahhütleri oldukça umut verici.

H&M 2030, Zara, Pull & Bear ve Bershka gibi markalar da 2025 yılına kadar yalnızca sürdürülebilir malzemeler kullanacağını belirtti. Bakalım, sözlerini tutabilecekler mi?

Diğer yandan, sürdürülebilir moda yalnızca markaların eyleme geçmesiyle ilişkilendirilmemeli. Bunun tüketici tarafında da sorumluluğu bulunuyor. Sürdürülebilir moda, tüketicilerin tüketimin geniş çaplı etkileri üzerine farkındalık kazanmaları ve alışkanlıklarını değiştirmeleriyle doğrudan ilgili ama tam olarak benimsenip eyleme dönüştürülememesinin çeşitli nedenleri var.

Bu nedenleri örneklendiren çok güzel bir araştırma

Araştırmacılar, bir grup insanla sürdürülebilir tüketime yönelik algılarını anlayabilmek için görüşme yapıyorlar. Sürdürülebilir moda hakkında katılımcıların aklına gelen ilk cevap çoğunlukla ikinci el kıyafetler oluyor ve bu alışverişten keyif aldığını dile getirenlerin sayısı çok az. İkinci el alışveriş yapanlardan biri ise bunu yalnızca kendi bütçesi ve çıkarı için yaptığını belirtiyor. Bazı katılımcılarda sürdürülebilir moda ürünlerinin görünümünün iyi olmayacağına dair bir algı var. Örneğin, kanvas gibi kumaşların uzun süre dayansa da çekici görünmediğini düşünüyorlar. Başka bir katılımcıya giydiği ceketin sürdürülebilir kumaş kullanan bir markanın ceketi olduğunu söylüyorlar. Katılımcı ise bunu bilmediğini, ceketi beğendiğini ve eğer bilseydi satın almaya daha gönüllü olacağını söylüyor. Katılımcılardan bazıları ise sürdürülebilir ürünler almak istediklerini ama bunun oldukça maliyetli olduğunu belirtiyor. Bu cevabın gerçekten bir engel olup olmadığı aslında bir soru işareti çünkü katılımcılar bir şeyi gerçekten beğendiklerinde ne olursa olsun satın almanın bir yolunu bulduklarını söylüyorlar. Bazı katılımcılar da sosyal şartlandırmanın kendileri için bir engel olduğunu ve tüketim faaliyetlerini değiştirmekten alıkoyduğunu düşünüyor. Katılımcılardan biri de bunun bir pazarlama taktiği olduğunu dile getiriyor. Markaların kendisi gibi parası olan ve sürdürülebilir ürünleri satın almak isteyen insanların farkında olduğunu, bu yüzden sürdürülebilirlik standartlarını geliştirdiklerini düşünüyor. Ve en dikkat çekici görüş yine aynı katılımcıya ait: “Satın almak bir tüketim eylemi ve tüketim sürdürülebilirliğin karşıtı”. 4

Evet, bir yanda hızlı modanın çevreye ve insanlara verdiği zararlar, bir yanda büyük hızlı moda markalarının sürdürülebilir olma dönüşümleri, diğer yanda sürdürülebilir moda tüketiminin önündeki engeller…

Umarım, özellikle Kovid-19 ile beraber çok daha fazla sorgulanır ve talep edilir hale gelen moda endüstrisinin dönüşümüne yönelik farkındalık çağrısı pandemiden sonra da devam eder ve giderek güçlenir.

Okuduğunuz için teşekkürler,

Sevgiler

KAYNAK:

1 Khan, Sana; Abdul Malik; “Environmental and health effects of textile industry wastewater” Environmental Deterioration and Human Health, 2013, s.55–71.

2 Rossi, Arianna; Plank, Leonhard; Staritz, Cornelia; “What does ‘Fast Fashion’ mean for workers? Apparel Production in Moracco and Romenia”, Towards Better Work, Ed: Arianna Rossi, Amy Luinstra, John Pickles, 2014, Palgrave Macmillan, s.127-148.

3 Bick, Rachel; Halsey, Erika; Ekenga Christine C.; “The global environmental injustice of fast fashion” , Environmental Health, 17:92, 2018, s.1-4.

4 McNeill,Lisa; Moore, Rebecca; “Sustainable fashion consumption and the fast-fashion conundrum: fashionable consumers and attitudes to sustainability in clothing choice”, International Journal of Consumer Studies, 39(3), s. 212-222