Doğada gördüğümüz her şey aslında kimyasaldır. Meyveler, sebzeler, bitkiler, taşlar, toprak, su, hatta vücudumuzun kendisi bile kimyasallardan oluşur. Örneğin, içtiğimiz suyu düşünelim; hepimizin bildiği gibi H2O’dur. İhtiyaçtan çok daha fazla su içildiğinde, suyun zararlı etkileri ortaya çıkabilir ve su zehirlenmesi yaşanabilir. Bu, su içmenin zararlı olduğu anlamına gelmez.
Son yıllarda, dezenformasyonla birlikte “fear-mongering” (korku tüccarlığı) yapan ve tüketicileri yanlış yönlendiren firmalar/kişiler; aynı şekilde, “green washing” (yeşil aklama) yaparak bu pazarı finanse eden firmalar/kişiler ürünlerinde “kimyasal içermez” ifadesini sıkça kullanmaktadır. Ancak gerçek şu ki, herhangi bir kimyasal madde veya bileşen içermeyen bir ürün mümkün değildir. Önemli olan, potansiyel olarak zararlı etkilere sahip maddelerin kullanımının dozajının kontrol edilmesidir. Kozmetik ürünler mevzuata göre düzenlenip, regülasyonlara tabii olduğu için sıkı denetimlerden geçmektedirler.
Ürünlerde kullanılan maddeler farklı yöntemlerle elde edilebilir: doğal kaynaklı içerikler, doğal kaynaklı içeriklerden elde edilen sentetikler ve sentetikler. Ancak önemli olan, ürünlerin regülasyonlara uygun bir şekilde laboratuvar ortamında güvenli bir şekilde üretilmesidir.
“Kimyasal içeriklerden” çekinip güvenilir olmayan markaların yağlarını kullanarak evde krem veya serum yapmak aslında çok daha tehlikeli olabilir. Dozlama, ekstraksiyon yöntemleri, formülasyon vb. gibi konularda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadığımız için istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
MİT: “Ürünümüz kimyasal içermez”
GERÇEK: Kimyasal içermeyen bir ürün yoktur.
Okuduğunuz için teşekkür ederim,
Sevgiler:)